Kripto dünyası, FTX’in çöküşünden beri eskisi gibi değil. Bu olay, kontrolsüz hırsın ve hesap verebilirlik eksikliğinin tehlikelerini gözler önüne sermişti. FTX’in çöküşü, sektörün piyasa değerinde 200 milyar doların üzerinde bir kayba neden oldu ve kamu güvenini zedeleyerek kriptonun dönüştürücü değil, aldatıcı bir araç olarak algılanmasına yol açmıştı.
Bu, kriptonun ilk krizi değildi. Benzer durumlar, 2014’teki Mt. Gox saldırısı ve 2017–2018 arasındaki ilk dijital para arzı (ICO) çılgınlığında da görüldü. Sektör, denetim eksikliğinin hakim olduğu bir ortamda, piyasa payı ve etki kazanan varlıklar ile karşılaştı.
2017’den 2018’e kadar birçok proje iyi niyetle çalıştı ancak bu yeterli değildi. Çoğu projenin iyi bir rehberi yoktu.
Güçlü yönetişim ve şeffaflık beklenmeli
Birçok kişi, 2025’ten itibaren daha belirgin ABD düzenlemeleri ve SEC reformları bekliyor. Avrupa ve Asya’da ise halihazırda uygulanmakta olan düzenlemeler mevcut. Bu çerçevelerin uygulanması zaman alacak olsa da ilgili bölgelerde belirgin bir etki yaratacaktır.
Öte yandan, sektör paydaşlarının hesap verebilirlik ve şeffaflığı sağlamak için daha iyi standartlar oluşturması gerekiyor. Güçlü yönetişim yapıları ve şeffaf raporlama, yatırımcılar ve paydaşların kripto projeleri ile iş yapmadan önce mutlaka görmesi gereken unsurlardan olmalıdır.
Elbette, kriptonun doğasında bulunan merkezsiyetsizlik anlayışı nedeniyle bu durum zor olabilir ancak merkeziyetsizlik, hesap verilebilirlikten vazgeçmek anlamına gelmemelidir. Geleneksel finans (TradFi) dünyasında görülen düzenli finansal raporlama uygulamaları, kamuya açık açıklamalar ve yıllık raporlar gibi birer norm haline gelmelidir. Coinbase, 2020’de şeffaflık raporları yayımlamaya başladı ve 2021’deki halka arzından sonra da bunu sürdürdü. Kraken, 2014’te rezerv kanıtı denetimleri yayımlamaya başladı. Solana, Optimism, Avalanche ve Manta Network gibi blok zincirler, Messari gibi araştırma şirketlerini kullanarak düzenli olarak üç aylık performans raporları yayınlıyor.
Ayrıca, geleneksel finanstan deneyimli yöneticilerin işe alınması da bu süreci hızlandırdı.
Trend olmuş projelerin yüceltilmesi azaltılmalı
FTX’in çöküşü, büyük ölçüde gücün tek bir bireyde, Sam Bankman-Fried’da toplanmasına bağlanabilir. Bunun neden kötü olduğuna dair en büyük kanıt ise FTX’in düşüşünde tüm sektörün zarar görmesiydi.
Bu durum, yalnızca kriptoya özgü bir sorun değil. Berkeley İş Hukuku Dergisi’nde yayımlanan “Süperstar CEO’ların Gücünü Sınırlamak” başlıklı bir makale, ünlü CEO’ların kurumsal yönetişimin bütünlüğü için riskler oluşturduğunu vurgulamıştı. Aynı durumu, Theranos’un yükselişi ve düşüşünde Elizabeth Holmes ve WeWork’te Adam Neumann örneklerinde de gördük.
Kripto, kurucuların veya fenomenlerin etkisi göz önüne alındığında, “ana karakter sendromu”na yatkın olduğunu göstermeye devam ediyor. Ethereum’un kurucusu Vitalik Buterin, blok zincirinin geleceğinde oldukça etkili bir rol oynamaya devam etse de o Ethereum’a katkıda bulunan birçok önemli kişiden sadece biri. Bir diğer örnek olarak, trader Ansem’in sözlerinin piyasaları hareket ettirdiği daha önce çok kez görüldü. Helius’un kurucusu Mert Mumtaz da Solana’nın en popüler savunucusu olarak öne çıktı.
Karizmatik, yenilikçi liderler, endüstriler için bir vizyon belirlemede ve büyük insan gruplarını bu hedeflere zaman ve kaynak ayırmaya teşvik etmede her zaman önemli bir rol oynayacaktır. Kripto projeleri de bireysel kurucuların ötesinde hayatta kalmalı ve kendilerini sürdürebilmelidir. Karar alma sürecini ve sorumluluğu departmanlar arasında dağıtarak, kendilerini geleceğe hazırlamalıdırlar.
Duyguların yüksek olduğu bir sektörde, liderlerin hesap verebilirliğini teşvik etmek ve sorumlulukları dağıtmak, bir projenin veya sektörün başarısı için belirli kişilere aşırı güvenme eğilimini azaltmaya yardımcı olacaktır.
Kontrolsüz fenomen dönemi geride kalmalı
FTX’in (ve diğer projelerin) Key Opinion Leader (KOL) denilen fenomenler tarafından yapılan tanıtımlarına aşırı güvenmesi çöküşünü hızlandıran etkenlerden biriydi.
Örneğin Tom Brady ve Gisele Bündchen sırasıyla 30 milyon dolar ve 18 milyon dolar aldı ancak bunlar çoğunlukla FTX hissesiydi. Diğer ücretli marka elçileri arasında Stephen Curry, Shaquille O’Neal, Kevin O’Leary ve Naomi Osaka da vardı.
Elbette popüler isimlerin markaları tanıtmak için kullanılması normaldir ancak son derece volatil bir sektörde pazarlama uygulamalarının daha sıkı bir şekilde denetlenmesi gerekirdi. Kripto sektörünün olgunlaşmasını gösteren en önemli sinyallerden biri, popüleriteden ziyade güvenilir ve bilgili fenomenlere dayalı farkındalık yaratma sürecine geçilmesi olacaktır. Ünlü isimlere büyük paralar harcayarak anında sonuç alma cazibesi bir yere kadar doğal karşılanabilir ancak karar vericiler ve kullanıcılar, ünlü ve KOL onaylarını daha eleştirel bir gözle değerlendirmelidir.
Bu noktada sadece FTX değil, Terra, Celsius ve benzeri çöküşlerde de benzer durumlar yaşandığını unutmamak gerekiyor. Kripto ekosistemi, içeriden gelen güçlü bir otokontrol mekanizmasına ihtiyaç duyuyor. Herkesin kolayca manipüle edilebildiği bir ortamda, hype ile şişirilen projelerin büyük zararlar verebileceğini hepimiz gördük.
Kripto bu sefer kendini hazırlamalı
Önümüzdeki boğa piyasasında, kripto sektörünün etkisi daha geniş kitlelere ulaşacak ve yeni kullanım alanları ortaya çıkacak. Bu durum, hem sağladığı fırsatları hem de potansiyel riskleri büyütecektir.
FTX gibi felaketlerin tekrar yaşanmaması için temel ilkeler şu şekilde olmalıdır:
Şeffaflık: Şirketlerin rezerv kanıtları yayımlaması, düzenli finansal raporlar sunması ve yatırımcıları şeffaf bir şekilde bilgilendirmesi gerekir.
Güçlü yönetişim: Kripto projelerinin merkezi figürlerden bağımsız olarak çalışabilir hale gelmesi, karar alma süreçlerinde toplulukların ve bağımsız yönetim organlarının söz sahibi olması önemlidir.
Sürdürülebilir büyüme: Kısa vadeli kazançların peşinden koşmak yerine, uzun vadeli değerler yaratmaya odaklanan projelerin teşvik edilmesi gerekir.
Piyasa manipülasyonuna karşı önlemler: Ünlü isimlerin ve büyük yatırımcıların manipülatif hareketlerini önlemek için sektör içinde daha sağlam kurallar oluşturulmalıdır.
Kripto para ekosistemi, geçmişte birçok kriz yaşadı ancak her seferinde daha güçlü geri dönmeyi başardı. FTX gibi skandallar, yalnızca bir uyarı işareti olarak değil, geleceği daha sağlam inşa etmemiz için bir fırsat olarak görülmelidir. Eğer sektör kendi iç denetim mekanizmalarını oluşturmazsa, devletler ve regülatörler bunu yapacak. Böyle bir durumda, bu süreç çok daha sert olacaktır.
Bu yüzden, sektörü içerden güçlendirmek için hepimizin üzerine düşen sorumluluklar var. Eğer kripto gerçekten merkeziyetsiz bir finans devrimi olacaksa, bunu ancak şeffaflık, hesap verebilirlik ve sürdürülebilir bir ekosistem kurarak başarabiliriz.