ABD Senatörü Cynthia Lummis, 119. Kongre’de yeniden sunduğu BITCOIN Yasası ile ABD hükümetinin 1 milyon Bitcoin’in üzerinde bir rezerve sahip olmasının önünü açıyor. İlk olarak Temmuz ayında tanıtılan bu yasa tasarısı, hükümetin beş yıl boyunca her yıl 200.000 Bitcoin satın almasını ve toplamda 1 milyon Bitcoin’e ulaşmasını öngörüyor. Bu alımlar, FED ve Hazine Bakanlığı’nın mevcut fonlarının çeşitlendirilmesiyle finanse edilecek.
Yeniden sunulan yasa tasarısı, doğrudan satın alma dışında, hukuki yollarla elde edilen Bitcoin’lerin de rezerve dahil edilmesine izin veriyor. Bu eklenecek Bitcoin’ler, sivil veya cezai el koymalar, bağışlar veya federal kurumların transferleri yoluyla rezerve dahil olabilir. Ayrıca, ABD eyaletlerinin kendi Bitcoin varlıklarını stratejik rezerve gönüllü olarak eklemeleri durumunda, bu varlıklar ayrı bir hesapta tutulacak.
Trump’ın Kripto Zirvesi ve stratejik rezerv oluşturma
Bu yasa tasarısının yeniden sunulması, Başkan Donald Trump’ın kripto paralara yönelik stratejik hamleleriyle paralellik gösteriyor. Trump, Mart ayı başında Beyaz Saray’da bir Kripto Zirvesi düzenledi. Bu zirvede, ABD’nin dijital finansal teknolojilerde liderliğini güçlendirmeyi amaçlayan bir yürütme emri imzalayarak, “Dijital Fort Knox” olarak adlandırılan stratejik bir kripto para rezervi oluşturulacağını duyurdu. Bu rezerv, başlangıçta el konulan yaklaşık 17 milyar dolar değerindeki Bitcoin ile oluşturulacak ve ilerleyen dönemlerde başka kripto varlıklarla da desteklenecek.
Trump’ın bu hamlesi, ABD’yi küresel kripto para lideri yapma hedefinin bir parçası olarak görülüyor. Zirvede, dijital varlıkların ulusal borcun azaltılmasında ve ekonomik rekabet gücünün artırılmasında nasıl kullanılabileceği tartışıldı.
Yeni yasa tasarısının diğer değişiklikleri
Yeniden sunulan BITCOIN Yasası, Bitcoin çatallanmaları ve airdrop yoluyla elde edilen varlıkların değerlendirilmesi için resmi bir süreç de belirliyor. Başlangıçta, tüm Bitcoin Cash ve Bitcoin Gold gibi tüm çatallanan varlıkların beş yıl boyunca rezervde tutulması zorunluydu. Yeni tasarı ise, bu süre sonunda piyasa değeri en yüksek olan varlığın elde tutulmasını ve “dominant varlık” olarak tanımlanmasını öngörüyor.