Citi Research tarafından yayımlanan son raporda, merkeziyetsiz finans stratejisti Alex Saunders liderliğindeki bir ekip, 2025 yılı için kripto piyasasının beklentilerini ele alarak kilit temaları incelemiş ve makroekonomik görünüm, portföy dağılımı ile düzenleme alanında olası gelişmeler üzerine görüşlerini paylaşmıştır.
Geriye bakış: 2024 değerlendirmesi
2024 kripto piyasası için güçlü bir yıl oldu. Kripto piyasasının toplam piyasa değeri, yıl boyunca yüzde 94 oranında artış göstererek aralık ayı sonlarında 1,65 trilyon dolardan 3,21 trilyon dolara yükseldi. Ocak ayında Bitcoin (BTC) için spot borsa yatırım fonlarının (ETF’ler) piyasaya sürülmesiyle dikkat çekici bir başlangıç yapıldı. Temmuz ayında ise Ethereum (ETH) için ETF’ler tanıtıldı. Bu fonlara, özellikle Bitcoin ETF’lerine yönelik güçlü girişler, Bitcoin’in piyasa hakimiyetinin kademeli olarak artmasını sağladı. İkinci ve üçüncü çeyreklerde, kripto piyasasında bir durgunluk yaşandı ve bu dönemde varlık sınıfı hisse senetlerinin gerisinde performans gösterdi. Ancak, Trump’ın başkanlık seçimlerini kazanmasının ardından piyasalar, düzenleyici ortamın daha elverişli olacağına dair iyimserlikle sert bir yükseliş trendine girdi. Kasım ve aralık ayları ise dalgalı geçti. Altcoin’ler, kripto rallisine yeni bir ivme kazandırarak Bitcoin’in piyasa hakimiyetindeki artışı büyük ölçüde tersine çevirdi. Ancak yıl sonunda yaşanan genel satış dalgası, Bitcoin’in tekrar öne çıkmasını sağladı.
2025 görünümü: makroekonomi ve portföy dağılımı
2025 yılına dair beklentiler birçok temayı içeriyor.
Makroekonomik görünüm:
2024, ABD’nin ekonomik açıdan güçlü bir yıl geçirdiği bir dönem olarak tanımlandı. Dayanıklı bir büyüme, düşen enflasyon ve yumuşama belirtilerine rağmen güçlü işgücü piyasası, riskli varlıklar için elverişli bir ortam yarattı ve kripto piyasası bu durumdan olumlu etkilendi. 2025’in ilk çeyreğinde benzer bir görünüm bekleniyor, ancak sonrası henüz belirsiz.
Hisse senetleri, kripto piyasası üzerinde en büyük makroekonomik etkiye sahip olmaya devam ederken, ABD doları etkisinin azaldığı gözlemleniyor. BTC ve ETH’nin uzun vadeli hisse senedi betaları artış gösterirken, dolar endeksi (DXY) ile ters yönlü korelasyon zayıflamış ve altın betası pozitif bir eğilim kazanmıştır.
Hisse senedi piyasasında dalgalanma beklense de kripto piyasasında uzun vadeli volatilitenin azalmaya devam edeceği öngörülüyor. Bunun nedeni, kripto piyasasının daha olgun hale gelmesi ve daha şeffaf bir düzenleyici çerçevenin oluşması durumunda yatırım portföylerine daha fazla entegre edilmesidir.
Spot ETF’lerin rolü:
2024’te ABD’de Bitcoin spot ETF’lerinin 11 Ocak’ta, Ethereum spot ETF’lerinin ise 23 Temmuz’da piyasaya sürülmesiyle bu fonlar büyük ilgi gördü. Aralık ayına kadar BTC fonlarına 36,4 milyar dolar net giriş yapılırken, ETH ETF’lerine toplam 2,4 milyar dolar giriş gerçekleşti.
BTC’nin fiyat hareketlerinde fon girişleri önemli bir rol oynarken, ETH için bu ilişki daha az belirgin oldu. BTC’nin getirilerindeki dalgalanmaların yüzde 46’sı fon girişleri ile açıklanabiliyor, ancak ETH için bu oran daha düşük.
Stablecoin’ler ve düzenleme görünümü
Stablecoin’ler, merkeziyetsiz finans ekosistemine giriş noktası olarak görülüyor. Özellikle Tether (USDT) ve USD Coin (USDC) bu alanda öne çıkıyor. Bu tür varlıklar, volatiliteyi azaltarak değer saklama ve değişim aracı olarak kullanılıyor.
2024’te piyasaya sürülen USDe ve USDtb gibi yenilikçi stablecoin’ler, Tether’in hakimiyetini tehdit edebilecek potansiyele sahiptir. Stablecoin’lerdeki çeşitliliğin artması, belirli bir ihraççıdan kaynaklanabilecek sistemik riskleri azaltabilir.
Sonuç: Kripto ve geleceğin yolu
Kripto piyasasının gelişimini destekleyecek düzenleyici çerçevelerin oluşması, bu varlık sınıfının daha geniş kabul görmesini sağlayabilir. ABD, düzenleme konusunda yavaş ilerlerse de AB’nin piyasaya sunduğu MiCA düzenlemeleri gibi örnekler, uluslararası bağlamda fark yaratabilir.
Sonuç olarak, 2025 yılı kripto piyasası için yeni umutlarla dolu bir dönem olabilir. Ancak bu umutların gerçekleşmesi, düzenleyici ortamın ve piyasa dinamiklerinin nasıl şekilleneceğine bağlı olacaktır.